17 Ocak 2011 Pazartesi

FETHIYE'DEN MISIR'A...

Uzun zaman gecti aradan, epey uzun….2010 Nisan sonu itibariyle Fethiye’den Istanbul’a dondum. Sevgilimin tayini cikti, Enez diye bir yer, ilce guya ama bir Trakya koyu, Edirne’ye bagli, Ege’nin en kuzey noktasi, Yunanistan ile sinir bolgesi. Olay saskinlik, hayal kirikligi, kizginlik ve ofke ile karsilandi. Bir tokat gibi inmisti suratimiza bir turlu Kabul edemedik. Apar topar Istanbul a geldim. Birkac koli esyami da onden kargo ile gonderdim. 2 hafta Istanbul’da kaldiktan sonra 1 ayligina tekrar Fethiye ye geldim, Cigdem ve Erollarin ciftligi var Faralya koyunde, Kelebekler Vadisinin ustunde, tepe de cok guzel, internetten buldum onlari ama kalplerimiz biribirimizi hissedip cagirmis megerse. 3 hafta ben de calistim onlarla beraber, bahce isleri cok keyifliydi, topraga dokunmak, bitkilere, ciceklere dokunmak sabahin ertken saatlerinde dut agacinin altina dokulen dutlari toplamak, toplarken de birkac tanesini mideye gondermek sonra sebze fideleriyle ilgilenmek, gunesten kurumalarini onlemek icin koklerinin etrafini sarip sarmalamak, baharatleri kurutmak, onlari ovalamak, cok guzeldi benim icin. Deniz, Cigdem ve Erolun oglu, dunya tatlisi bir adam… Bana orada olmak cok iyi geldi, bir de vadinin ustu oldugu icin yukaridan asagi bakmak, herseyin yolunda oldugu izlenimini veriyordu, asagida belki kucuk calkantilar oluyordu denizde fakat yukaridan ve genis perspektiften bakinca hersey sutliman kipirtisiz ve mukemmel gorunuyordu, zaten doga en buyuk ogretmen, biraz baktigimizda gorebiliyoruz, olayin icindeyken farkedemiyor insan ama olayin disindan , yukaridan kendi disindan baktiginda icindeyken sorun olan o sey cok onemsiz birsey oluveriyor ya da gorunmuyor bile, butun olarak baktiginda hersey yolunda, onu doganin icinde hissetmek cok guzel bir deneyimdi….

Sonra Istanbula geldim. 3 hafta Istanbulda kaldim, Balkanlarda dolasmayi ne zamandir istiyordum ve uygun zamanda gerceklestirmek uzere evrene bu niyetimi firlatmistim.Yunanistan konsoloslugundan schengen vizemi aldim. Gulseven beni bekle beraber gideriz dedi, ben de tamam dedim. Ben Gulseven ile beraber Balkanlar turuna 18 Temmuz da ciktim. Bu seyahatlar baska blog konusu olacak, bekleyin. Benim Balkanlar turum cok guzel deneyimlerle 25 gun surdu. Istanbul a dondum yine. Artik dedim tamam, calismak istiyorum, bir is yapmak istiyorum. Balkanlardan dondugumde ayrica cok yogun olarak hissettigim akademik olarak okumak arzusuydu, yuksek lisans yapmak fikri cok iyi geldi. Kesinlikle cok istiyordum, bircok universitenin yuksek lisans programlarini arastirdim, yapmak istedigim alan Halkla iliskiler konusuydu, halkla iliskiler konusunda okumak uzmanlasmak ve bununla ilgile isler yapmak istiyordum. Fakat bircogunun sinav tarihi gecmis ya da gecmek uzereydi, Program icerik ve kosullari itibariyle Istanbul Tircaret Universitesi en uygunu geldi o an icin. Ozel ogrenci olarak basvurabilecek sonrasinda LES sinavina girip normal ogrenci kadrosuna gecebilecektirm. Programi da istedigim programdi. Evraklarimi tamamlayip okula basvuru yaptim. 1 hafta sonra mulakat vardi. Mulakata girdim, bir sonraki hafta ders secmelerine gidecektim. Bu arada da ev aramaya basladim Istanbul’da. Balkanlardaki turumu tamamladigimda yerlesik duzene gecme arzum artik doruk noktasina varmisti ve ozel bir alanimin olmamasi benim icin sorundu, musait olan arkadaslarimda kaliyordum, bu arada cok tesekkur ediyorum beni agirlayan herkese, velhasil ben isi bulmayi beklemek istemiyordum, bir an evvel kendime ait bir evim olsun istiyordum ve Kuzuguncuk civarindan ev aramaya basladim. O esnada Istanbulda Ilkay da kaliyordum, beraber dolastik Kuzguncuk sokaklarinda, emlakcilarla gorustuk, birkac tane de ev begendik, artik o mu olsun bu mu seklinde karar asamasindaydim. Kuzguncukta Emlakcida otururken telefonum caldi bir gun, aslinda bu telefon birkac gun once de gelmisti ama ben musait oldugumda donerim demistim kendimce, neyse bu kez actim canim arkadasim Cigdem, onu cok seviyorum, bana bir is teklifini iletti. Is, Misir’da, yoga egitmenligi, 5 yildizli bir otelde, gunde 2 kez ders verilecek sabah aksam sonrasinda serbest zaman, otelde konaklama, yer de Kizil Deniz de Hurghada diye bir yer. Ben tabii Misir lafini duydum ya ne isim var dedim, zaten ev de bakiyorum hatta begendim bile, bir de yuksek lisansa da baslicam haftaya ders secmeleri var. Avrupa ulkesi olsa tamam atliyim da…. aynen bunlari dusundum ve soyledim, arkadasim da bana Elif dusun istersen bu projenin sahibiyle detayli konus dedi ve benim telefon numarami verecekti, ben de iyi dedim.

Sonra bu telefonla gelen is teklifini Ilkay ile de paylastim. Ilkay super dedi, kabul et tabii, burada henuz bir evin yok, isin de yok (ama sevgili var !), ee yuksek lisans yapmak istersen Misir da da yapabilirsin, ayrica para kazanacaksin, en kotu ihtimalle tatil yapmis olursun, baktin olmadi doner gelirsin, boyle deyince bana da fikir sicak gelmeye basladi, bir bakilabilirdi. Ben de o esnada 1 haftadir Ilkayin yaninda kaliyordum, O da evde Misir la ilgili kitaplar okuyor, bana anlatiyordu, yani Misir in enerjisi coktan gelmis megerse yanima Sonra aksam projenin sahibi kisiyle detayli gorustum ve gitmek konusunda heveslendim. Ertesi gunu cok yakinim, canim ablam, Nur Ablam ile paylastim bu is teklifini, tabiiki Kabul ediyorsun dedi. Sonra ben de iyice Misir havasina koyverdim kendimi, hatta Misir kralicesi, prensesi seklinde geyikler donmeye basladi arkadaslar arasinda. Bu isin tam Istanbulda tekrar yerlesik duzene gecme uzere iken gelmesi cok ilginc, yeni berseylere adim atacak iken, yeni bir baslangic yapacak iken herseyi bicak gibi kesti, kesinlikle bir anlami vardi, ben icsel olarak evrenden gelen mesaji bu sekilde aldim, benim Misir a gitmem gerekiyor diye hissettim, emlakciyi arayip tutmayacagimi soyledim, okula da gitmedim yuksek lisans icin . Detaylar icin Misir daki otelin genel mudurunden haber bekliyorduk, bu bekleyis 3 hafta surdu, oysa en basinda hersey cok hizli baslamisti sanki hemen gidecekmisiz gibi… Sonra bekleme sureci biraz sikintili oldu, ben Misir konusunda cok emindim eee peki bu bekleyis te neyin nesiydi? Artik anladim ki o is olmayacak. Saniyorum otelde sorunlar oldu otel sahibiyle genel mudur arasinda mutabakata varilamadi ve bizim proje hayata gecmedi. Ben tamam dedim kendi kendime bu is olmayacak ama peki bunca gurultu niye koptu? Bu yaygara bosuna kopmus olmamliydi, bir dostun dedigi gibi silah patlayacakti, bekle Elif dedi. Tum bu isarelerin anlami vardi benim icin ve bu sure esnada merkezimde kalmaya calistim. Butun bunlar olurken 1 kasim aksami sevgilimle ayrildik. Tartistik ve ayrildik. Iste o anda bu durumdan daha kotusu olamazdi benim icin, bi yandan tam duzen kuracakken bir teklif geliyor ve ben bu teklifin pesinden gidiyorum ama is olmuyor, bekleme sureci, ev yok, is yok, bunlardan iliski de nasibini aliyor bu surecte, hassas bir donem , yapilan kaprisler, bagirislar, tartismalar ve akabinde ayrilik. Ve ben cok mutsuzum. Hicbir yere sigamiyorum, hani bir imkanim olsa da o ani geriye dondursem, nasil soylediklerimden ve yaptigimdan pismanin ama kontrol edemiyoruz iste. O aksam aglamaktan gozyasi pinarlarim kurudu adeta.

Ve ertesi sabah silah patladi. Telefonum caldi ve yeni bir is teklifi, baska bir is teklifi ama yine Misir’dan...Mucize gibi, onceki yaygara simdi anlam kazanmisti. Bir onceki gece daha kotusu yok iken birden baska birsey geliyor ve cikariyor beni bulundugum karanliktan sanki, ben saskinlik icersindeyim, hem cok uzgunum hem de cok sukur icersindeyim, tesekkurlerim sunuyorum yaradana, bana sundugu bu guzel hediyesi icin, beni mukafatlandirdigi icin, hersey o kadar hizli gelisiyordu ki, duygular birbiriyle sarmas dolas oldu adeta. Hala yasadigim ayriligin soku devam ediyorken kizarik gozlerle gittim is gorusmesine, tamam dedim ve en yakin tarih olan 20 Kasimda Misir a ucmak uzere anlastik. Sanki bu isin gelmesi icin bizim apar topar ayrilmamiz gerekiyordu, nasil da hersey bir anda olup bitti. Film sahnesi gibiydi. Bir onceki aksam kavgamizi ediyoruz, ayriliyoruz, bir iliski bitiyor ve ben ertesi sabah baska bir ulkeden gelen is gorusmesini yapiyorum. Devami gelecek….

1 yorum: